24 Kasım 2010 Çarşamba

aslan yattığı yerden belli olurmuş

"Ağaoğlu, My Towerland projesini hayata geçirmeden önce konut sahibi olmak isteyenlerin beklentilerini belirlemek amacıyla 50.000 kişilik bir anket gerçekleştirdi. Hayal ettikleri evin nasıl olduğunu belirten katılımcılar, vermiş oldukları yanıtlarla My Towerland’i şekillendirdi. Ankete katılan 50.000 kişi, oda ve salonların geniş, kullanım alanının verimli olduğu bir eve sahip olmak istediklerini belirtirken; genel beklenti, güzel manzaraya sahip, nefes alan, rahat ve ferah bir ev ortamı yönündeydi."

Ortamım, imkanım olsa da şu girizgah yazısını Star Wars girişi gibi kaydırsam. Üşenmesem de imkansızlıktan mızmızlanacağıma şunun olurunu bulsam. İtalik yaptım şimdilik yeter inşallah, yetmese de ilerleyen cümlelerde idare eder bir hoşluk yakalamayı umuyorum.

Deli deli delişmen bir şekilde ev aradığım o yedi ayın bir kısmında, ama kısa bir kısmında, internetten marka projelerin flaşlı sitelerine de bakındım; birbirinden gubik metinler, birbirinden güdük hayaller de buldum. Alt tarafı bir daire, etrafında da iki çimen çiçek vadeden inşaat şirketleri elbette ki marifetlerini "apartmanların bahçelerini peyzaj mimarına yaptırdık, çocuklar bislet binsin diye beton döktürdük" diye anlatacak değillerdi. Fakat duvar çekip bahçe yapmayı yeni bir hayat sunmak derecesine kadar abartmaları da yer yer idrakime dokunuyor, dimağımı karıncalandırıyordu. Çoğu orta sınıf insanlar için yapılmış bu projelerin tanıtımlarına ve vaadlerine bakarak kendilerini lüks içinde yüzer, çılgın gibi bir hayat içinde devinir görerek, ama sadece görerek; ve ihtiyaçlarını olsa da olur olmasa da olur önemine çekerek buraları kapışan insanların paracıklarıyla, taksit taksit hayatlarıyla semiren inşaat şirketlerinde çalışan hiç kimsede de bikaç apartman biraz çimen çiçek gibi bir realist yaklaşım beklemiyorum aslında. Çekirdek, iş bilen tayfada ise bilakis bu içgörünün olmamasına şaşırırdım sanırım.

Bu açıdan bakılınca My Towerland'in sadece aydınlık, kullanışlı ve ferah evler vaadi o kadar gerçek, o kadar yalın, o kadar güzel kalıyor ki bir anda benlikleri kavrayıp belleklerin derinliklerinde gizli "huzur" köşelerini uyandırıyor. Sanki yıllardır insanların aradığı o aydınlık, geniş, kullanışlı "evler" yokmuş da herkes bulamadığından karanlık mutfaklı, karanlık banyolu, cephe olarak bir pencere bir balkondan ibaret evlerde çile dolduruyormuş gibi, My Towerland de gelmiş bize manzaralı ve ferah evler sunuyor. Bu kat bahçeli, her binanın arasında yüzküsür metre mesafesi olan "ferah" dairelerin fiyatlarını bir söylesem, burdan hep beraber fakir edebiyatının hesap kitap dolu ümitsiz sayfalarına sürüklenmek icap edecek. Ne bileyim belki bu zamana kadar bu parayı verdiği halde avuç içi kadar karanlık evlerde oturmaya mecbur kalan, parasıyla rezil olmuş bir güruh vardı da Ağaoğlu onların imdadına yetişti. Apartman dairesine verecek onca parası olup da oda ve salonları geniş, manzaralı ve kullanışlı ev bulmak kabiliyetinden fukara insan varsa onlara derman getiriyor Ağaoğlu. Bunun dışında kalanlar için şimdilik bir çözümü olmadığı gibi bu kimselerle herhangi bir muhataplığı da yok.

Öte yandan benim beklentilerim son derece netken, harcayabileceğim bir miktar para da mevcutken bile ihtiyacımı karşılayacak daireyi bulmak aylar aldı. "Marka projeler" gayet mütevazi beklentileri karşılamak için hiç de mütevazi olmayan meblağlar istiyor, o meblağların önemli bir kısmını da bana göre olsa da olur olmasa da olur kriterlere yatırıyordu. Reklamı çok yapılan malları satın almaktan çekindiğim gibi, fotoğraf kitapları kalitesinde broşür elime verildiği anda bir "proje"den de soğuyordum. Gördüğüm her fuzuli süsleme, her pahalı detay gözüme batıyor, bunları kullanmadığım takdirde oluruna pazarlık teklif etmek için içim içimi yiyordu. Bu yüzden üzerime yapışan sevimsiz alaycılıkla kah personel bezdirmiş, kimi emlakçıyı da gücendirmiştim.

Marka projelere öykünen henüz marka olmamış projelerde ise durum aynısının farklısı gibiydi. Fiyatlar buralarda bir miktar düşüyor fakat şişirme detaylarla makyajlanmış bu projelerdeki dairelerin göze görünmeyen kısımlarının elimde patlama ihtimaliyle paralel bir düşüşü elbette ki bulamıyordum. Bunlarla tekil apartmanlar arasında kalan bir başka hibrit teknolojiyi de keşfetmiş oldum: 2-3 apartman ve bir havuzdan müteşekkil "site"ler. Bunlardaki hayat vadetme arsızlığı da neredeyse "marka proje"lerle yarışıyor, penceresi camcama daireler arasında sıkışıp kalmış, asla girmeyeceğim havuzun bakımı için talep edilen aidat tutarları ise fena halde canımı sıkıyordu. Bu esnada da akl-ı selim sahibi bir insan olarak, bir cadde üzerinde sıralanmış çok sayıda İkiApartmanBirHavuza bakıp da birleşip neden tek bir havuza girmediklerini düşünüyordum.

Sahibinden alım satım sitesi olarak tasarlanmışken kendini bir anda yılların girişimci rüyası emlakçı portalı olarak bulan sahibinden.com ilanları da bu sitecilik, marka projecilik kafasından nasibini almıştı. Her İkiApartmanBirHavuz artık "güvenlikli, otoparklı, havuzlu site" standart etiketiyle özlediğimiz izole ve nezih hayatı üstü kapalı vadeder hale gelmişti. Tek apartmandan ibaret "mütayit" yapıları bile çiçekli bir bahçeyi, -1 katta bir otoparkı sunuyordu. Yapıların dışı çılgın bir çeşitlilikte, içleri ise dekorasyon dergilerinden fırlamış türlü tuhaflıklar içindeydi. Giyinme odası bir lüks olmaktan çıkmıştı, bu yüzden kimse eğri büğrü odalara nasıl eşya yerleşeceği meselesini fazla düşünmüyordu. Fransız balkon kavramı dairelerdeki net-brüt alan kargaşasını minimuma indiriyor, aynı zamanda binalara parizyen bir şıklık kattığı da zannediliyordu. Bu bilgiler ışığında artık sınırları genişleyip koca bir ilçe olan Ataşehir'in Şerifali adlı bölgesinin görülmesini tavsiye ederim.

Sitecilik projecilik kafasının yükselen bir başka trendi residenceları da burada incelemek isterdim ama bize ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunuyorum. Gönül isterdi ki ev arayanlar için mala davara bir faydası olacak, daha bilgilendirici bir rehber hazırlayayım fakat bu veryansının bir şekilde edilmesi de gerekiyordu. Öte yandan İstanbul Anadolu yakasında Üsküdar'dan Bostancı'ya, gördüğüm herhangi bir dairenin fiyatını hala tahmin edebilir durumdayım. Bir yorum uzaklığındayım.

11 yorum:

ege dedi ki...

böyle bir emlaki içgörü yazısı daha okumadım! bence emlak yatırımına girişilecekse ve ağaoğlu olurlu bir seçenek değilse, o kişi o yatırımına sadece parasına bankadakinden daha fazla getiri alma vesilesi olarak bakmalı. ben öyle yaptım. dumankaya'dan 53 bin tl'lik bi 38 m2 aldım. manzarası da sabiha gökçen havaalanı. kesseler oturmam orda. ama yarın öbür gün satarım, parasını altlık yapar daha eli yüzü düzgün bir şey alırım kafasındayım.

hevesli bardak dedi ki...

Orayı gördüm ya, baya şık yapmışlar. Kurtköy'de olmasa gider otururdum valla öyle hoşuma gitti. 38 m2 daire bulunması da gayet iyiymiş. Her şartta alınır satılır, kiraya da kolay verilir sanırım. Napıyorsun şu an kirada mı?

Öte yandan Ağaoğlu is overrated diyorum. Adam onuncu kata bahçe koydum diyor, orta karar dairelere balkon dahi koymuyor ya.

ege dedi ki...

yaza teslim edecekler, o zaman kiraya vericem. tek yaşayan hostes mostes ve öğrenci bolmuş oralarda, kiralar da 400-500 tl civarıymış. inanasım gelmedi ama görücez artık.

öte yandan onuncu kattaki dairesinde balkonsuz yaşayamayanlar kimlerdir? ne yer ne içerler? meraklardayım.

ege dedi ki...

ay bu arada bahçesiz olacak o balkonsuz!

hevesli bardak dedi ki...

Ha gördüm şimdi bitmemiş daha. İnanılmayacak gibi bir şey değil, o civarda Sabancı Üniversitesi var ve 500tl kira tam aklımdaki miktardı. Sabancı yurduna göre gayet makul. Gelip birkaç saat uyuyacak pilot-hostes tayfası için de gerçekten bulunmaz nimet. 38 m2 işte yeter. Cidden akıllıca bi hareket olmuş.

Balkonsuz yaşayamayan ben oluyorum (: İdare ediyorum ama balkon elzem bir şey gerçekten.

ege dedi ki...

cicim kafam çorba olmuş, onuncu katta balkonsuz değil bahçesiz olamayanları merak etmiştim ben! yoksa balkon her katta candır.

valla yaza daireyi teslim alınca hemen bi kiracı koyup ordan gelecek parayla bu tip ikinci bi daire kovalamak var aklımda. nasip kısmet. ama dumankaya sorunsuz bir firma, bütün işlerim çok kolay gitti. tavsiye ederim.

hevesli bardak dedi ki...

Ha oldu şimdi (:
Aman ne bileyim ya, onuncu kattaki bahçeden ne hayır gelir onu da anlamıyorum. Ama parasını verince 50. kat terasına havuz da yapıyorlar, onsuz yaşayamayan da vardır. Biz burda bi balkonun kavgasını yapıyoruz.

hevesli bardak dedi ki...

Ooo emlak imparatorluğu kuruyosun (: Dumankaya aklımda olsun. Ve 38 m2 daire süper fikir ya durup durup onu düşünüyorum (:

ege dedi ki...

tabi tabi, bildiğin emlak kraliçesi olucam, idealim bu! dumankaya icraatlarını sitelerinden takip et, sürekli çalışıyolar, durduramıyoruz.

hevesli bardak dedi ki...

Gördüm ya hakikaten yaldır yaldır yapıyor adamlar. O değil de burda yatırım programı yapıyoruz birazdan "peki borsaya yatırsak nasıl olur hocam" diye gelecekler (:

ege dedi ki...

:p borsa çok stresli hevesli hocam, beni bozar. bildiğinden şaşmayan dedeler misali sağlamcıyım bu konularda!

bunları da bilelim

Related Posts with Thumbnails