6 Temmuz 2013 Cumartesi

akıl vergisi

Lafa "küçümsemiyorum ama" diye başlamanın bir manası yok. Küçümsüyorsun, basbayağı küçümsüyor, modelliyorsun. Kendinin ondan daha iyi olduğunu düşünüyorsun. Daha üstün olduğunu, onu anlayıp tanımlayabildiğini biliyorsun, kendini üstün görüyorsun.

Küçümsememeye de hiç lüzum yok aslında, aptallığı küçümsemeyeceğiz, sorumsuzluğu, fikirsizliği, tembelliği, küçük hesapçılığı, iradesizliği küçümsemeyeceğiz de neyi küçümseyeceğiz? Bunlar bir insanın değiştiremeyeceği özellikleri değil, bilakis olmak istediği ve dışarıya yansıttığı kimliğine ait unsurlar. O kendini bu şekilde ifade ediyorsa, böyle olmaktan memnunsa yazıklanmanın ne alemi var?

Özgürlük kavramı tam olarak anlaşılıncaya kadar toplum olarak bazı yalpalamalar, bazı kararsızlıklar yaşanacak demek ki. Bir süre kimseyi küçümseyemeyeceğiz. Bir kimsenin fikri ve aptallığı sanki onun doğuştan gelen ve değiştiremeyeceği bir özellikmiş gibi, ırkı, görünüşü, burnunun şekliymiş gibi dokunulmaz olacak. Ve tabii, bunu söylediğimiz anda kendimizi tahakkümcülerin yanında bulacağız. Birisini aptal bulmakla ona "sen bilemezsin, ben bilirim, o yüzden ben yapacağım" demek aynı şey değil. İsteyen aptal olsun, aptal aptal konuşup aptal fikirlerini yaysın. Ama biz de ona istediğimiz gibi aptal diyebilelim. Kimse aptal diye onu cezalandırıp susturmaya çalışmasın. Kimse ben ona aptal diyorum diye beni de cezalandırmasın.

Böyle böyle, olsun işte.

Hiç yorum yok:

bunları da bilelim

Related Posts with Thumbnails