10 Aralık 2015 Perşembe

dinle evlat

Bir gün çok başarılı olursam muhakkak gelip akıl danışanlar olacak. O akıl bende şimdi de var ama kimse sormuyor. Olur da unuturum diye şuraya yazayım da, en olmadı baş kakıncağı ederim, "zamanında dediydik, kimse dinlemedi. şimdi kıymete bindi anasını satayım." Başarılı ve zengin olma ihtimaline karşılık tribimi, tavsiyemi, muhabbetimi bile hazır ettim. Geriye kaldı üç nal, bi at.

Bana gelen genç girişimci adayları mesela dese ki, "EFENDİM, bir sürü güzel fikrimiz var ama hepsi yapılmış. Yeni bir şey icat etmek imkânsız gibi."
Ben de derim ki, "Benim vizyonsuz, denyo evladım; icat yapacak kadar kafan çalışmıyorsa ne demeye girişeceğim diye ortaya çıkıyorsun?"
Demem tabii. Esas şöyle derim: "Benim vizyonsuz, denyo evladım; zamanında dünyayı kasıp kavurmuş malların, teknolojilerin çoğu alanında ilk değildi. Hatta çok iddialı pazar devleri varken o alana girdiler."

"Misal mi istiyorsun? Al sana Google. Başta sadece arama motoru idi Google, sen bilmezsin. Ama ilk arama motoru değildi. Yahoo'sundan Altavista'sına, dev portallar, irili ufaklı bir sürü arama motorları vardı. Google bunlardan sadece biriydi. Anasayfası da zamanın bir numarası Yahoo'ya nazaran çok gösterişsizdi. Ama? Ama bir arama motorunda olması gereken en önemli şeyi en iyi şekilde yapıyordu. Çok hızlı ve verimli bir şekilde arıyordu. Böylece çok kısa zaman sonra en iyi arama motoru olduğunu herkes anladı."

"Eposta hizmetini ilk defa Google Gmail ile vermemişti. Yine bir sürü irili ufaklı eposta hizmeti vardı. Çoğu da ücretsizdi. Ama Gmail hızıyla, hesap başına ayırdığı dev alanla ve gelen kutusundaki "thread" düzeniyle en iyi eposta servisi oldu."

"Başka misal ister misin? Facebook. Facebook internet alemindeki ilk sosyal ağ değildi. Hatta bana ilk Facebook daveti geldiğinde sosyal ağa öyle doymuştum ki 'farklı ne olabilir ki' deyip aylarca hesap açmamıştım. Ama Facebook bütün sosyal ağları hızı ve kullanım kolaylığıyla geride bıraktı. Yerlilerden kapananları biliyorum. Bir sosyal ağda olabilecek en önemli şey 'herkesin orada olması' değil mi zaten?"

"Aklıma gelen son iki taneyi de söyleyeyim. Biri iPod. iPod piyasaya çıkan ilk mp3 çalar değildi. Creative ilk mp3 çalarları yaptığı gibi piyasayı da epeyce domine etmişti. 3-4 sene sonra çıkan iPod'lar o kadar güzel, o kadar kullanışlı ve o kadar yüksek kapasiteliydi ki, nispeten yüksek fiyatlarına rağmen çok tutuldu. Sonraki yıllarda mp3 çalar denen şeyin jenerik adı ipod oldu."

"Sonuncusu iPhone. iPhone piyasaya çıktığında akıllı telefonlar, PDA'lar, pek akıllı olmayan ama gövdesi çelikten, işli, taşlı, pullu, boncuklu, kapaklı çeşit çeşit telefon vardı. Bir çok büyük firma cep telefonu imal edip satıyordu ama en büyük, en piyasa birincisi, en marka sadakatine sahip olan bir firma vardı: Nokia. Derler ki, iPhone piyasaya çıktığında Nokia rakip olarak değerlendirme ihtiyacı dahi duymamış, bazı PDA'lerden biraz daha az marifetli bu güdük cihazı ciddiye almamıştı. iPhone ise buna, 2-3 sene içinde 'cep telefonu' denince anladığımız şeyi tamamen değiştirerek, pazarı altüst ederek karşılık verdi. Yaptığı, teknolojik bir cihazı son derece kolay kullanılır hale getirmekti. Üstelik bildiğimiz hiçbir cihazda olmayan bir şıklığı da vardı."

"Şimdi o fikri bir daha düşün. Bakalım mevcut rakiplerinden daha iyi yapabileceğin neler var."

Sonu olmadı sanırım. Daha vurucu bir cümle düşünmem lazım. Neyse, orasını da başarılı olunca düşünürüm artık.


Hiç yorum yok:

bunları da bilelim

Related Posts with Thumbnails