4 Haziran 2009 Perşembe

niyet ettim niyetleştim


Yıllar var ki kendime şöyle eli yüzü düzgün, mutfakta okunası, sokakta taşınası, yatakta sarılınası bir dizüstü bilgisayar arıyorum. Arıyorum, aramaya niyetleniyorum, ardından vazgeçiyorum. Zira moderin teknoloji neferi bu yeni yetme dizüstülerin hiçbiri benim zavallı makinamın eline su dökecek kabiliyete ulaşmamış.

Zavallı dediğim öyle "şakacı seni" dedirtmek için değil, makina harbici zavallı. P4 Mobile (breh breh) işlemcisi var tek çekirdek (çekirdek saymayı bilmediğimiz zamanlardan kalma), 256mb ram'i varidi de 512ye yükselttiydim. Harttiski ise tamı tamına 30gb değil ama ona yakın bişey. 20 küsürünü vindoz kullanıyor (5gb civarı lunux). 2002den beri adamı adeta bir performans testi modunda kullanıyorum.

Şimdi insanın şu devirde şöyle bir makina hakkında "eline kimse su dökemiyor" demesi insanın merakını celbetmiyor mu? Etsin nolur, deminden beri onun için uğraşıyorum.

Ettiyse başlayayım. Bi kere, para verip bilgisayar alıyorum ve bir sürü zahmete katlanıp o makinayı kullanabileceğim hale getiriyorum. Her şeyimi taşıyıp, ayda yılda bir kullandığım halde varlığı kendimi evimde hissettiren ıvırı zıvırı eklemem lazım, hani böyle her şey elimin altında havasını tekrar yakalamam lazım o makinada; bookmark'ından codec'ine kadar. Duvarlara tablolar asmam, lavabonun altındaki dolaba temizlik malzemelerini eksiksiz dizmem lazım. İşte o taşınma sıkıntısına değmesi lazım, fakat nerde... Aradan geçmiş 7 sene, adam bana hala taşınabilir bilgisayar diye yok paylaşımsız ekran kartı, yok 35 çekirdek işlemci anlatıyor.

Arkadaşım, ne demek taşınabilir?

Hafif demek, pil ömrü demek, diz üstünde kullanılabilir demek.

Aldığın 35 çekirdekli 2.5kg makinayı dizinin üstüne koy da 1 saat çalış bakalım (zaten pil ömrü de yerlerde, 2 saat saver gider de 1 saat garanti gider, ondan dedim). Canavar gibi ısınır lan o, fanları fön makinesi gibi üfler valla adama. Bir de dizine koyuyorsun hayvan gibi ağır. Çantayla beraber adaptörüydü bilmemnesiydi 3 kiloyu geçer. Nereye taşıyorsun bunu, nası bi taşınabilirlik lan bu? Benim zavallı makinam da 2.6kg, hadi ben yanlış hatırladım 2.8 olsun, ama 3kg değil! Bu mudur bana teknolojinin sunduğu gelişme, 0.2kg mi? Pil ömrü ise aldığım günden itibaren artan bir ivmeyle düşecek adım gibi biliyorum. 2.5 saat vadediyor bana değil mi, o da efendi gibi kullanır DVD seyretmek, ses açmak gibi terbiyesizlikler yapmazsam. 7 sene önce de böyleydi bu lan? Bir gıdım gelişme yok mu bu batarya olayında? (Bir ara 8-9 saat giden batarya yaptılar ama ebesinin amı gibi para istiyolardır ona da). Ya ısınma? Çük kadar fan teknolojisi aynen devam, ne yöne üfleyeceği değişiyor o kadar (yandan mouse kullanan sol ele üfleyeni var mesela, bir tasarım harikası).

Bu şartlar altında taşıyamayacağım, taşıdığım yerde çalışamayacağım, dizimin üstüne koyamayacağım kütük gibi bir şey için neden zahmete gireyim? Zaten benim elimde taşıyamadığım (gerekirse taşıyorum tabii), prize takmadan çalışamadığım, dizimin üstünde pek kullanamadığım bir şey var? Kendisini evde kullandığımdan ide çalıştırmak, db koşturmak gibi dertlerim de yok, kapasitesi internette takılmaya, film seyretmeye gayet yetiyor...

Ha bir de 12"-13" arkadaşlar var, onlar hafif, taşınabilir. Fakat taşımada vermediği sırt ağrısını, karşısında kambur durma mecburiyeti sayesinde vererek açığını şahane kapatıyor. Çük ekranın verdiği daralganlığı saymıyorum bile.

Aslında bu durumun suçlusu üreticiler de değil, şu piyasayı yönlendiren oyuncu takımı. Hani bu sabah akşam oyun oynayan, bilmemne oyunun yeni versiyonu çıkacağı gün geceden dükkanların önüne kamp kuran, ilk ben bitirdim yapmak için gece gündüz bilgisayar başında takılırken inmeler inip ölüp giden şişko tipler var ya, onlar. Bu ekran kartlarının çıldırmasına, "onda ısınma problemi var" (grafiğe hayvan gibi abanırsan tabi ısınır gerizekalı) geyiklerini çevirenler. Masaüstü piyasasını yönlendirmelerine bişey demem ama dizüstülerden ne istiyosunuz lan diye sormak istiyorum onlara.

Harbiden ha, dizüstü bilgisayarda oyun oynamak neyse de oyun oynamak için dizüstü almak nedir ya? Sen sırf masada derli toplu dursun, sırf para götüne batıyor diye çük kadar ekranda grafiğin amına koyayım derken olan bana oluyor arkadaş, ortalama müşteri sen olduğun için ben de arada kaynıyorum. Business tarzı modellere yönelmem gerekiyor, businessman gibi para istiyolar benden, bu bana allahtan reva mıdır? Şahsen ben oyun oynayacak bir insan olsam alırım aslanlar gibi konsolumu, alırım uygun bi lcd tv, olmadı masaüstü pc'ye bağlarım 20" ekran, bağlarım canavar gibi ses sistemini, püfür püfür keyfime bakarım arkadaş... Sen aynı performansı şu ufacık makineden bekliyorsun, piyasada gereksiz bir talep oluşturuyorsun. Tamam performans bekle ama o da bi can, küçük olsun diye iç organları tepiş tepiş olmuş. Yazık günah değil mi? Sonra ısınıyor diye ağlıyorsun. Hep senin gibiler yüzünden dizüstü piyasası bana paylaşımsız ekran kartını matah gibi sunuyor.

Nalet olsun dünyanın en işeyaramaz oyun delisi, harcayacağın paranın piyasayı getirdiği hale bak. Oyun oynarken o baldırların, daşhakların yanar işallah...

4 yorum:

Elmoş dedi ki...

Ben şimdi sana ses veriyorum, KORKMA. http://www.onoff.com/online/se/inet.nsf/vProd/64117?opendocument&markID=20-20-13
Ben bundan alıyorum. HP maceramı zaten okumuşsundur. Pes ettim, omurgamı incittim, mum gibi eriyor omurga. Yola bu arkadaşla devam edeceğim.

hevesli bardak dedi ki...

Mmm güzel ama netbookmuş bu, ben hem taşınabilir, hem notebook istiyordum :/ Aynı bedende bunca fonksiyonaliteyi bulmak zormuş, yalnızım dostlarım...

Ya aslında bu oracle kursu olmasa ben yine kurtlanmayacaktım amma nalet olsun kursa başladım. Bi yandan da cv'sine sertifika yazmaya gelenlere değmemeye çalışıyorum.

Bu arada bu cüccük kadar ekran omurganı bükmesin, seni evrimin evvelki basamaklarına göndermesin?

Aphraell dedi ki...

Eline sağlık çok güzel yazmışsın. bende bu problemi 11" Hp netbook ile çözdüm, ekran küçük ama taşınabilirliği gerçekten çok tatmin edici,2buçuk saat de pil ömrü zaten fazlasını veren de yok. Bir de masaüstü bilgisayarım olduğundan sanırım tatmin oldum. Blogunun tarzını da çok sevdim, harbi bi dilin var süper :)

hevesli bardak dedi ki...

Teşekkür ederim. Bilgisayarını güle güle kullan, ben de kendimi Dell'in yeni modellerinden birine verdim, hala çılgın, hala unutkan ama hem notebook hem ucuzdu lan?

bunları da bilelim

Related Posts with Thumbnails