1 Aralık 2015 Salı

küçük, zararsız ikiyüzlülükler

"Hayatta en nefret ettiğim şey yalandır."
"İkiyüzlü insanlara tahammül edemiyorum."

Merhaba düz insan. Sana bir şey anlatacağım.

Mırıl Hanım 2,5 yaşını geçtiğinden beri eve yakın bir yere oyun grubuna götürüyorum. 1 yaşlarındayken de ara sıra götürdüğüm aynı yer. Çocukların bir kısmını tanıyoruz. Zaten hepsi ya parka geliyor, ya da 1 yaş oyun grubuna gelmişlerdi. Ara verdiğim 1,5 sene kadar zamanda çocuklar daha büyüyüp sosyalleşmiş, bizim kız hala yabani. yabani ot. yabanmersini. "Oyuncaklara gidelim" diye hoplaya zıplaya gidiyor, ortamda 3-4 çocuğu bir arada gördü mü bacaklarıma yapışıyor.

Başlarında bir kız var, hakikaten iyi niyetli sevimli bir kız. Diğer çocuklar desen hiçbiri kavgacı, huysuz çocuk değil. Gayet uyumlu, akıllı bebeler. Hepsi 2-3 yaş arasındalar. Zaten en kalabalık günde 5-6 çocuk oluyor. Fakat bizimki resmen ürküyor, 10 dakika ila 30 dakika arası bacağıma yapışık vaziyette etrafa bakıyor. Tek kelime etmiyor. Evde susmayan bebe kimseyle konuşmuyor. Öğretmen kızcağızın onca çabasına rağmen açılmıyor. Neden sonra ben biraz itekliyorum işte, bak orada ne var, şurdaki oyuncağı çok sevmiştin sen galiba diyorum, sırtını dayadığı yerden ayrılıyor.

Çok acıklı değil mi ama, kimseyi tanımadığımız bir ortamda biz de hafif ürkeriz. Tanıdık birini arar, bulunca da onun yanında, yakınında dururuz. En azından gözden kaybetmemeye çalışırız. Benim zavallı bebem de işte sırtını bana dayayıp o teması ne olursa olsun kesmeyerek güvensizliğini belli ediyor. İşte, çocuk açık olsun, çekingen olmasın diye her konuştuğunu anlamaya çalış, önemli meseleleri mutlaka göz hizasına gelerek anlat, ihtiyacını göremesen de cevap ver (şimdi ellerim biraz kirli, yıkayayım da geleyim) bebe yine de mal gibi davransın. Konuşabilse "annem sabah dövdü beni" diyecek. (yapmadığı şey değil.)

Bu güvensizliği ne kadar anlıyor da olsam yaşıtı ve hatta daha küçük çocukların neşeli neşeli oynadığı ortamda oyunlara alınmayan ezik çocuk gibi kenarda annesine sarılması, koala gibi bacağıma tırmanması canımı çok sıkıyor. Çocuğu ne biçim yetiştirmişim lan, kendinden tembihli bebe. Yabancılarla katiyen konuşmuyor. Anasının bacağından zinhar ayrılmıyor. Her gün ısrarla götürüyorum. Zannediyorum ki ilk gün biraz çekinir, 30 dk. bırakmaz. Ertesin gün işte 20 dk. sonra bırakır, sonra daha az diye diye bakmışsın "anne sen git, sonra gel" diyor. Çünkü bütün bebeler öyle tamam mı, anaları oraya bırakmış, eve gitmiş. Ben o 20-30 dk. sonunda bırakınca eve de gitmiyorum, yakınlarda takılıyorum. Beni görmüyor ama hık dese yetişirim yani. Böyle böyle toplamda 2 saat kadar kalıyor. O esnada da çaktırmadan bakıyorum diğer çocuklarla hiç oynamıyor. Hep kendi kendine. Öğretmen kız gün içinde fotoğraflarını çekiyor, bizimki hep kenarda, hep yaban. Küçük bir oyuncak ev var, onun içine girmiş, yere çökmüş, tek dizini karnına çekmiş emmi gibi oturuyor orda.

2-3 haftadır da gitmedik. Ama whatsapp'dan fotolar geliyor. "x öğretmenim beren bugün biraz hasta gelemedi." "x öğretmenim duru ananede ama sizi çok özledik" tarzı mesajlar oluyor. "Mırıl da gelmedi çünkü getirmek istemiyorum" yazamıyorum tabii. Gerçi biz de "anane"deydik bi hafta. Sonra gelen giden derken hevessizlik de olunca ara açıldı. Bakıyorum bebeler boynu fiyonklu ördekler, efendime söylim şapkalar, kardanadamlar yapıyorlar. Bizimkinin eline o kağıdı boyasın diye versen cart diye yırtar. "Aaa olur mu mırılcım hadi boyayalım" desen yere atıp ortamdan uzaklaşır. İşte, bazı davranışları cesaretlendirmesen de, yok edemiyorsun. Körolası genetik onu bir yerden bulup çıkarıyor.

İşte bu en son ördekli mördekli faaliyetleri görünce ben bir özen bir imren, ayy ne güzel olmuş diye yazdım. "mırılcık kaçırıyor hep" demez mi kız. Şimdi evet kaçırıyor orası doğru ama ne desin, senin yabani kızın gelse de beceremez zaten mi desin? Getir de insana karışsın uzaktan bakmayın mı desin? Acayip sevimsiz, ilgi görmek için yerde sürünen bi bebe var mesela bi haftadır gelmiyormuş "özledik yaren'i" falan diyor. Orada mırıl hanım bacağıma yapışık beklerken, "yaren kalk yerden" diyen kızın suratındaki isteksizliği gördüm abi. O mesajı da gördüm. Orada ikiyüzlülük etmese, hatta hiçbir şey yazmasa bile iş sıkıntı. İş tehlikeli. Kimse çocuğuna iltifat edilmeyen yere bırakmaz çocuğunu. İlgi de olur ama iltifat bir yerde şart.

Yalan değil ama ikiyüzlülük meselesi bu tarz durumlarda esnetilebilir. Şimdi ben saatlerce bebe eğleyen bu kıza ikiyüzlü desem ayıp etmiş olurum.

2 yorum:

ege dedi ki...

boşver be hevesli, varsın mırıl da yaban olsun. anlıyorum can sıkıntını, çocuğum olsa ve mırıl gibi davransa kesin ben de bozulurdum. ama sosyalliği neden ille de mutlulukla, başarıyla özdeşleştiriyor ki şu kafalarımız?

hevesli bardak dedi ki...

Bilmiyorum, hakikaten neden sosyallikle bu kadar kafayı bozuyoruz? Ben küçükken çok mu sosyaldim? Şimdi çok mu sosyalim? Ne bileyim bir arıza olmasın diye uğraşıyoruz, elimizden gelip de yapmadığımız bir şey kalmasın istiyoruz galiba.

bunları da bilelim

Related Posts with Thumbnails