Şöyle 18-25 yaş arası, orta sınıf, orta kültür, orta gelir, kredi kartının alabileceği en lüküs outlet giyim tarzına sahip mahalle butik, "bu sene parlak sarı çok moda" kadınlarının bir ortak güzelliği de kaşlarıdır; mahalle kuaförünün becerikli manikürcüsünün elinden çıkmış o kıpkıvrımlı, incecik, yoluk kaşları, ah kaşları can kaşları...
Evlenmek için deliren, evlenmeden olmaz dedirten bu hanımların kıl yolma (insanda kıl olur, tüy dediğin kuşta olur) tutkusu inanılmazdır. Bunlar kimseye göstermese de yaz kış ayda bi kere ağdaya gider, baştan ayağa cillop olurlar. Kuaförleri ve ağdacılarıyla muhabbetleri kanka mertebesindedir. Bu kuaför, kızımıza en çok yakışacak sarı tonunu ve en kıpkıvrımlı ince kaş modelini bilir, öyle yapar. Kızımızın kaşları da allahın emri çayır gibidir. Kaşçımız bu kaş bulutunun ortasına kıldan bir samanyolu galaksisi çeker, hep aynı kalınlıkta olması gereken bir çizgi gibidir nazlı nazlı kavislenen; ve ardından uzun kılları bir de makasla kırpar...
İşlem sonunda suratında şöyle kenarlarından keskince şekillendirilmiş, biçilmiş bir çift çayır sahibi olunur. (ama en korkunç kısmı makasla kırpıldığı bölüm)
4 yorum:
Hanım kız kaşı diye tam nitelendiremem, ama "liseye geçtim artık" temalı veyahut Anadoludan gelen arkadaşlar için üniversiteye gitmenin milat alındığı bir kaş modeli vardır. Bunlar ayıcan kaşlarını mahalle manikürcüsüne emanet ederler ve bir anda anlamsız yüzleri fettan bir ifade kazanır. Kesilecek, kırpılacak çok yer olduğu için, tüm o işlemlerden sonra anca ince bir halı/yolluğa indirgenmiş bu kaşlar, makyajsız gözlerinin/kötü-çiğ makyajlı-sadece saçmasapan parlak renkte far sürülmüş gözlerin etrafını süsler. İki gün sonra kaşın alındığı yerler yeşermeye, bir haftada tamamen eski doğal örtüsüne kavuşmaya meyleder. Kaşçılar, böyle kızların ince kaşla mal gibi görünmekten korktuklarını bildiklerinden almadan önce "sadece şekil vereceklerini, inceltmeyeceklerini" özellikle vurgularlar. Özellikle ailesi muhafazakar olan kızlar için kalın kaş bir çeşit bekarettir. Bellerine uzanan saçlarla birlikte, dokunulmaması, eşin tasarrufuna/keyfine bırakılması gereken kutsal eşyalardır.
E tamam işte bu "bekaret kaştadır, saçta baştadır" tayfasından bahsediyorum ben hanım kız diye (: Öyle bir şey ki hem, ancak evlendikten sonra röfle yaptırır bunlar, ve mutlaka evlenince yaptırır. Hiç mi sekmez be? (hiç sekmez)
Ya aslında ben burada çerçeveyi tam çizememişim sanırım, genel bi nefret kusması olmuş. Ama vardır ya mahallede oturup mahalle kültürüyle yoğrulmuş, makyajlı fotoğrafında farları araba farı gibi gözümüzü alan, kaşları fedakar bir bahçıvan tarafından şekillenmiş... Onlar işte, bacılarımız.
Evli olmak ya da olmamak mühim bir ayrım burda, onu belirtmeyi unutmuşum. Sakil durmuş.
Ne güzel bir yazı. Gerçekten bu tür veya makaleler okuma seviyorum. Başkalarının ne söyleyeceklerini görmek için sabırsızlanıyorum.
Yorum Gönder