22 Temmuz 2009 Çarşamba

nasıl olsa parasını ben vermiyorum'cular


zuxxi.com'da vardı bu tipleme, hatırlayanlar olacaktır. İçinde bulunduğum işyeri ortamı sebebiyle ben her geçen gün daha net hatırlıyor, bu konuda doluyor da doluyorum.

Kimdir bu nasıl olsa parasını ben vermiyorum insanı? Aslında hepimizin içinde, etrafındadır. Alışveriş merkezi, lokanta gibi yerlerin tuvaletlerinde hayvan gibi sabuna kağıt havluya abanan, masadaki peçeteden ihtiyacı olmadığı halde beşer beşer alan, işyerinde klimayı gece açık bırakan, ya da ortam soğuk olduysa klimayı kapatmak yerine pencereyi açan, tuvalet kağıdını iki günde bitirip bir sonraki gelene ızdırap olan insanlar, işte onlardır. Evlerinde üçün beşin hesabını yapan bu insanlar, dışarıya çıktıklarında bir canavara dönüşürler, her yerin ışıklarını açık bırakır, bilgisayarlarını asla kapatmaz, beleş internet buldular mı download'ın gözüne gözüne vururlar. Hele bir yerde bedava yiyecek-içecek buldularsa hepten coşarlar, aldıkları yiyeceğin-içeceğin yarısını muntazaman çöpe dökerler/dökülmesine sebep olurlar.

Bizim işyerinde bol miktarda var bunlardan. Mesela bir tanesi mütemadiyen tuvalet kağıtlarını yere saçıyordu. Kağıdı bol buldum saçarım hesabı. Parasını nassolsa ben vermiyorum diye tuvalet kağıdını oraya buraya saçmasını geçtim, o tuvalet cillop gibi duruyorken nasıl bir hayvanlıkla böyle bırakmayı içine sindiriyor ona şaşırıyordum. Günün birinde çaktım maili rahat ettim, bi daha yapamadı kevaşe. Demek ki hiçbir mecburiyeti, hiçbir imkansızlığı yokmuş. Demek ki yapmasa da oluyormuş değil mi?

Bir başka tiplememiz ise buzdolabını açtığımda gördüğüm yarı dolu kola şişelerinin sebebi, baş mimarı. İbnetor açıyor şişeyi içiyor, içinde 1-2 bardaklık kola kaldıysa gazı kaçmıştır diye onu beğenmeyip yeni şişeyi açıyor. Sen de böyle canın kırk yılın başı kola istedi mi dombalak gibi yarı dolu şerbet şişelerine bakakalıyorsun, bir iki değil hem de kaç tane. Bu deyyusun "haftasonu karılarla yerim ben o parayı yeaa" diye karlı kış günü evinde kombi yakmadığını bilmesem derim ki "öyle alışmış demek, evinde de öyle yapıyor zaar". Ama yok. Tipine bakan da bunu bir şey sanır, göt.

Şimdi ben bunları uzun uzun tahlil edip karakterlerinde delik aramaya uğraşacak değilim, müsadenizle nefretimi döküyorum. Konseptimi seveyim.

7 yorum:

Unknown dedi ki...

bilirim o malları iş yerinden ,iyi konuya değinmişsin.Tarzına bayıldım süper..Tabi ya içinden geçeni söyleyeceksin ne diye kasıyoruz bizler dimi..bekliyorum yeni yazılarını..

Eren dedi ki...

bu "olmuş" "olmamış" zavazingolarını nereden buldun? Nasıl yaptın. Aradım lakin bulamadım ben.

yazdığım şey yorum olmadığından onaylamana gerek yok =)
benim bloguma cvp yazarsan şahane olur.

Eren

hevesli bardak dedi ki...

Customize bölümünde blogun ana text'inin özelliklerini gösteren yer var (adını unuttum), hani yorumlara "4532 orta yapılmış" "3425 şahane yorum" tarzı edit yapılıyor, ya da post saat/tarihi gösterimi editleniyor, orası. Oradaki default seçeneklerden biri de bu oylama şeysi. Orijinal ismi farklı görünüyor başta ne olduğu pek belli olmuyor.

Hangi Eren olduğunuzdan emin olamadım, yanlış Eren'in bloguna yazmayayım diye buraya koydum. Ulaşır umarım.

hevesli bardak dedi ki...

Müge'nin Eğlencesi, teşekkürler bu arada (:

Ova (Excuse My Reading) dedi ki...

evet, ben de nefret ediyorum bu tiplerden.

erkan bal dedi ki...

yaw iyidir o tipler. az büyüyünce devletin malı deniz moduna geçerler. el şeyiyle gerdeği pek severler. yağma hasanın böreği ekolündendirler. dibine su mu döktüm diye veya tohumuna para mı verdim diye özlü sözleri, hayat felsefeleri vardır. medenileştikçe hayat bu arkadaşların koruma kapsamına alınma ihtimalleri yüksek.

hevesli bardak dedi ki...

Ne bilim yani Allah hepsinin cezasını versin, insana sevgim kalmadı. Koruma kapsamı filan deyince tüylerim diken diken oldu.

bunları da bilelim

Related Posts with Thumbnails